THE LEVELLERS
Static On The Airwaves
2012
Brighton'ın özgürlüğü, yolları seven çocukları...
Zaman insanın
geçmişte yaşadığı hatıraları bir bir gözünün önüne getiriyor. Levellers ile
Blue Jean’in çok eski bir sayısında karşılaşmıştık ve o sıralar grubun “Zeitgeist”
albümü tanıtılıyordu. İlk defa dinledikten sonra defalarca dinlediğimi
hatırlarım ve o albümden “Maid of the River”, “Saturday to Sunday” ve “Haven’t
Made It” oldukça beynimi kurcalamıştı. Levellers sadece üst üste bindirilmiş
melodi düzenekleriyle sizi ters köşe edebilecek duygusallıkta pasajlar
hazırlar. Keman sesleri o kadar incelikle verilir ki aklınızdan çıkmaz. “Saturday
to Sunday” ve “Haven’t Made It” şarkılarındaki kısa keman partisyonları bile ne
dediğimi anlatır niteliktedir. Dinledikçe hayallerinizde uçsuz bucaksız yeşilde özgürce koşarsınız ve karşıda sizi güneş karşılar, ama devamlı koşarsınız özgürlüğe gidersiniz. Bazende hüzünlendirirler sizi öylece kalır kıpırdayamazsınız yerinizde. Gözleriniz dalar gider bir yerlere, belki yaşlar bile gelebilir. Müziklerinin bu kadar naif olmasına karşın
grubun işlediği liriksel temalar ise realizm’den besleniyor. Konserlerinde polisler de eksik olmuyormuş
zamanında…
İngiltere
Brighton çıkışlı her daim politik ve muhalif takılıp ve İngiliz basını
tarafından “crusty” olarak nitelendirilen ve zaman içerisinde New Model Army
gibi bir toplulukla düşünsel anlamda ayrılığa kadar gitmiş korkusuz ve macerayı
seven bir topluluk Levellers. Müzikal serüveninde Kelt folk melodilerini punk
süslemeleriyle buluşturan grup bu onuncu albümünde “Zeitgeist”
ve “Mouth to Mouth” zamanlarına gidiyor
ve sevenlerini daha çok memnun ediyor. Yumuşak tonlamalar, punk etkisinin geri
plana atılması, duygusal bestelerin yoğunlukta olması ve akustik-folk
öğelerinin revaçta oluşu bu albümün en önemli özelliklerinden biri.
Kullandıkları mandolin bile “Zeitgeist”
zamanlarından çıkma sanki. Grupta “Hello Pig”
albümüyle yaşanan düşüş sonrası 2008 yılında çıkan “Letters
From Underground” ile bir parça silkinmişlerdi fakat son dönemde
asıl başarıyı son albümünde gösterdi topluluk. Bu çalışmadaki bestelerin tamamı
grubun eskiye özleminin bir yansıması ve prodüktörlüğünü dostları İngiliz
müzisyen Seth Lakeman’ın kardeşi Sean Lakeman üstlenmiş.
İçerikteki süper
açılış şarkısı “We Are All Gunmen” duygusal keman partisyonları ile dikkati
çekiyor. Yani bu kadar olur, kompozisyonlarıyla, dinlediğim ilk andan itibaren vokalleriyle
1990’ların ortalarına kadar götürdüler beni. Muhteşem bir şarkı gerçektende. İngiliz
ailelerin aile toplantılarında hep beraber söylediği sevimli şarkılara benzeyen
“Forgotten Towns”, bunun dışında bir folk çığlığı “Truth Is”, sonrasında “After
the Hurricane” ve “No Barriers”, bir ağıt şeklinde başlayan ve devamında
Levellers’ın klasik folk etkileşimiyle insanı duygusal doruklara fırlatan
“Alone In The Darkness” ve yol için yollar için hazırladıkları “Traveller” gibi
üstün Levellers besteleri mevcut. Her zaman sözleriyle sisteme dokundurmayı da
ihmal etmiyorlar. The Pogues’un bir anlamda devamı gibi görülebilecek bu grup
Mark Chadwick ve arkadaşlarının günümüzdeki duygusal-aktivist portresi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder