12 Haziran 2014 Perşembe

Çağrı Tozluoğlu Röportaj

ÇAĞRI TOZLUOĞLU RÖPORTAJ

Kendisi İngiliz Progresif Rock grubu Karnataka'nın klavyecisi olup grubun yeni albümü için çalışmalarda bulunmakta...

1 Öncelikle Karnataka ile beraber olmandan mutluluk duyuyorum. İngiltere maceran başlamadan önce İstanbul’da Timecrash ve Mavera isimli topluluklarda bulundun. O yıllar nasıldı? Bir müzik eğitimin var mı?

 Müzikle çok küçük yaşlardan beri uğraşıyorum. Bununla daha ileri yaşlardan beri uğraşan yok malum. :) Ortaokul yıllarımda memleketim Akşehir'de çeşitli tarzda müzikler yapan okul gruplarında ve korolarda çaldım. O yıllarda çok fazla Vangelis, Kitaro ve bizden Fahir Atakoğlu gibi klavye/piyano ağırlıklı müzik yapan fakat türlerinin sınırlarını esneten müzisyenleri dinliyordum, belki New Age'e yakın türler de denilebilir. Klavyenin üzerindeki 16 kanallı sequencer'la dinlediklerime benzer kayıtlar yapmaya çalışırdım. İstanbul macerası benim yatılı fen lisesine gelmemle başladı. Bu nedenle uzun bir süre enstrümanımdan uzakta kaldım. Okuldan kaçıp Kadıköy Pasajındaki bir müzik mağazasına gider orada piyano çalışırdım.  Timecrash grubu İstanbulda benim üniversite yıllarımda ve sonrasında Koray Dinçalp ve Ozan Oğuz ile birlikte emek verdiğimiz öncelikli olarak uğraştığım müzik projemdi. Oldukça tutkulu bir gruptu, konsept proje üzerinde müzik yazımıyla ve kayıtla ilgili birçok şeyi birlikte öğrendik. Bunun yanında üniversite döneminin verdiği garp yoğunluklar ve eleman arayışları vardı tabi. Bunun yanı sıra birçok başka türde müzik yapan gruplarla birlikte konserler verdim, yan projelerde rol aldım, Hilal Aslı ile çalıştığım Mavera bunlardan birisidir. Üniversite yıllarımda mümkün olduğunca özel derslere ve kurslarla performans ve kompozisyon yeteneklerimi geliştirmeye çalıştım. Kısa bir süre klasik müzik ve daha sonra jazz piyano ve teori dersleri aldım. Her ne kadar ikisi de hiçbir zaman istediğim seviyelere ulaşamadıysa da müziğe bakışımı önemli ölçüde etkiledi ve çalışma disiplinime katkıda bulundu.

2 Türkiye ile İngiltere’yi müzik ekipmanları, stüdyolar ve insanların müziğe bakışları açısından tartabilir misin? Sence İngiltere’de müzikle uğraşmak nasıl bir duygu?

İngiltere’de bence en önce bahsedilmesi gereken fark insanların müziğe ve müzisyenlere yaklaşımları. Her ne kadar bunda ekonomik faktörlerin yeri büyük olsa da sokaktaki ortalama insan müzikle çok daha fazla içli dışlı. Bizim konserlerimizde yüzlerce kilometre yol tepen insanlar oluyor. Diğer Avrupa ülkelerinden, Amerika'dan ve hatta Japonya'dan bizi izlemeye gelenler oldu geçen seneki turlarımızda. Bu yılın başında Karnataka ile ilk turnemizde kuş uçmaz kervan geçmez diyebileceğimiz yerlerde çok güzel salonlarda konserlerimiz oldu. Ben başta böyle bir yerdeki salona birilerinin gelebilme ihtimali konusunda endişeliyken, konser saati yaklaştığında salonun doldurduğumuzu görmek beni epey şaşırtmıştı. Seyirciler desteklerinin beğendikleri müziğin sürdürülebilmesi ve onu icra edenler açısından ne kadar önemli olduklarının farkındalar. İkinci soruna gelirsek. Burada çeşitli ekipmanlara ve bunların gerektirdiği servislere ulaşmak daha kolay. Bu benim gibi işi biraz daha müziğin teknolojik yanına yakın olanlar için epey bir rahatlık sağlıyor tabi.

3 Seni İngiltere’ye yönlendiren neydi ve Karnataka ile nasıl buluştun? Ian Jones’un bunda payı var mıydı?

Ben aslında eşimin doktorası için Londra'ya taşındım, tam anlamıyla hayatımda bir dönüm noktası oldu. Buraya geldiğimden itibaren aralarında çok önemli isimlerinde olduğu birçok grupla çalıştım. Daha sonra Karnataka'nın İnternet'e koyduğu bir ilana cevap verdim. Birlikte stüdyoya girdik ve sonra gruba kabul edildim.

4 Senin müzikal beğenilerine göre düşünürsek Karnataka müziği senin bakış açına göre senin için nerede duruyor? Beğenilerinle örtüşüyor mu? Karnataka müziğini daha önce biliyor muydun?

Genel olarak progressive rock/metal dinliyor olsamda aslında epey geniş bir spektrumda müzik dinleyen biriyim. Benim için müzik biraz bilmediğim görmediğim yerleri merakla gezmek gibi. O nedenle klasik, jazz, elektronik ne olursa olsun deneysel çalışmalar yapan müzisyenlerin eserlerini çok heyecanlandırıcı buluyorum. Halk müzikleri de, türküler de dinlerim yeri gelince. Pop müzik ve türevlerinin var olmalarına ve sanattan ziyade sermaye ile ilişkili olmalarına fikir olarak karşıyım, pek de dinlemem.

Karnataka'nın müziği yukarıda bahsettiğim birçok elementten besleniyor. The Gathering Light üzerinde çok çalışılmış bir albüm, progressive rock altyapısının üzerinde çok güzel işlenmiş orkestral düzenlemeler, etnik müzik ögeleri ve beni en çok kendine bağlayan derin ve detaylı atmosferik bir sound var bu albümde. Bunda Ian'ın müziği albüme iki albüm arasındaki uzun sürede ince ince sabırla işlemesindeki başarısının rolü büyük. Bence Ian grubun korucusu da olarak Karnataka'nın soundunun merkezini oluşturuyor. Enrico'nun gitarının ve müziğe bakışının da The Gathering Light albümünün sounduna etkisi azımsanamaz. Albümdeki müzisyenlik kalitesi de çok üst seviyede. Ian şahane melodik bass partileri yazan biri. Enrico'nun gitaristliği enstrümana hakim olmaktan ötede bir noktada, hergün karşılaştığınız gitaristlerden değil, enstrümanıyla kendi ruhunu tek parça etmiş kesinlikle dikkat edilmesi gereken bir gitarist. Karnataka'yı Türkiye’deyken duymuştum fakat İngiltere'nin kendine has bir müzik ortamı var. Grubun kitlesini büyüklüğünü anlamak için biraz İngiltere müzik ortamına aşina olmak gerekiyor.


5 Daha önceki klavyecilerden Jonathan Edwards Panic Room adlı gruba geçmişti ve daha sonra grupta yer alan Gonzalo Carreranın yerine geldin. O müzisyenlerin yarattığı melodilerin aynısını aynı tonlardan mı çalıyorsun yoksa kendinden kattığın ve şurası çok daha iyi olabilirdi. gibilerinden düşündüğün oluyor mu?

Ben parçaları başta olduğunca aslına sadık kalarak çalmaya gayret ederim. Klavyelerimi de benzeri toplarla programlamaya çalışıyorum fakat illaki daha önce oluşturduğum kendi ses bankalarımı kullanmayı sevdiğim için herşey benim kullanmayı sevdiğim sounda daha yakın oluyor. Daha sonra stüdyo ve konser maratonu başlıyor ve bu sırada artık parçaların asıl halinden ziyade grup içi etkileşimin ve canlı ortamın seni götürdüğü nokta önemli oluyor. Parçaları, melodileri çalışım bu sırada tekrar tekrar şekilleniyor.

6 Progressive Rock müziği son yıllarda birçok kişi tarafından dinlenmeye başladı ama yine de bu yeterli değil. Sence bunun çok kişi tarafından dinlenmemesinin sebepleri nedir ve Karnataka ile konsere çıktığınızda seyircinin tepkisi nasıl oluyor?

Progressive müzik orijinallik kaygısıyla ön plana çıkan ve emek isteyen bir müzik. Birçok şeyde olduğu gibi emek isteyen şeylerin büyük kitlelere ulaşması çok kolay olmuyor. Progressive rock hiç bir zaman müziğin fastfood'u olmadı ilerde de olması mümkün değil, çünkü bu müzik dinleyenine de çalanına da bir anlayışı temsil ediyor. Progressive müzik birçokları için sermayenin dayatması olan seri üretim ve tekdüzeliğin karşıtı olan müzik değil mi zaten.
Bizim çok tutkuyla bizi takip eden bir kitlemiz var. Geçen seneki turlarda grup kurulduğundan beri 60'dan fazla Karnataka konserine gelmiş dinleyicilerimiz vardı, grupla birlikte ben henüz 40 küsür konserde çaldım... Turlarda bizi tekrar tekrar farklı şehirlerde görmeye gelenler oldu. Artık bir süre sonra grubu takip edenlerle arkadaş gibi oluyorsun, onların yorumlarını dinlemek de çok önemli oluyor. Biz tabi sürekli elimizden geldiğince müziğimizi daha büyük kitlelere ulaştırmaya çalışıyoruz.

7 Genelde neler dinliyorsun? Porcupine Tree, Radiohead gibi yenilikçi gruplara mı ilgin var yoksa çok değişik müzik tarzlarından (heavy metal, klasik rock v.b) besleniyor musun?

Benim modern rock/metal sounduna karşı bir kulak alışkanlığım var, her ne kadar 70’ler dönemini zaman zaman dinlesem de sürekli dinleyebildiğimi söyleyemem. Genelde spektrumun biraz daha sert yanında kalan grupları dinliyorum ama daha önce de bahsettiğim gibi çok çeşitli bir dinleme zevkim var. Dream Theater, Porcupine Tree gibi müzikleriyle ve müzisyenlikleriyle kült haline gelmiş grupları tabiki birçok Prog sever gibi ben de takip ediyorum. Son zamanlarda Animals as Leaders, Anubis Gate, Enochian Theory, Darkwater, Aeon Zen gibi grupları dinliyorum. Diğer tarzlardan Pascal Schumacher, Esbjörn Svensson Trio ve Ramin Djawadi dinliyorum yine son zamanlarda.


8 Klavye ağırlıklı synthesizer müziğine bakış açın ve Synth Pop, Post Punk ve synth ağırlıklı elektronik müzikler hakkında neler düşünüyorsun? Bu tarzlar sence bir klavye müzisyenini besleyebilir mi?

Klavyeci için elektronik müziği anlamak, bilmek önemli bir şey. Sonuçta gitaristleri gruplarından izole edince tür yine rock çerçevesinde kalabiliyor fakat aynı durum klavye/synth müzisyeni için her zaman geçerli değil. Ben eskilerden Jean Michel Jarre, Kraftwerk, Klaus Schulze gibi isimleri severek dinlerim. Diğer daha farklı elektronik müzik türleri de yine kullandığın enstrümanın tamamen farklı bir konsept içinde nerelere ulaşabildiğini görebilmek açısından önemli. Örneğin Richard Barbieri elektronik müziğin epey merkezinde olan biri ve sesler üzerindeki yeteneğini progressive rock içinde en güzel kullanan örneklerden biri, çok beğenecek takip ettiğim bir müzisyen. Björk ve birlikte çalıştığı birçok elektronik müzisyen ve prodüktör de çok muhteşem ve enteresan işler çıkarıyorlar. Başka bir sürü eskiden ve yeniden örnek sıralamak mümkün...

9 Karnataka çok derin bir müzik icra ediyor ve Karnataka müziğinin sen de yarattığı duygular neler?

Benim için Karnataka'nın müziği en hareketli zamanlarında bile derinlerde acı dolu, duygulu bir müzik. Bir boşluğun içinde alıp yavaş yavaş içine çekip eritiyor sanki... Gerçi çok zaman çalmak benim melankolik ve karanlık yanlarımı tetikler. Muhtemelen yeni albümün atmosferi daha öncekilere göre biraz daha farklı olacak gibi görünüyor.

10 Yeni albüm çalışmalarınız ne zaman başlıyor? Gelecek planların neler? Bu yeni kadroyla bir umutla yola çıktınız ve umarım başarılı olursunuz.

Yeni albüm için parçaların yazımına zaten New Light Live albümünün prodüksiyonu sürerken başlamıştık. Turun Hollanda ayağı da bittikten sonra yeni albüm için çalışmalara ağırlık verdik. Hala daha yapılacak çok şey var, stüdyoda çok tutkulu ve yoğun bir çalışma sürdürüyoruz. Yakın zamanda internetten detayları öğrenmeye başlayacaksınız. Teşekkürler...

@ 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder