1 Haziran 2014 Pazar

The Pineapple Thief - Variations on a Dream

THE PINEAPPLE THIEF – Variations on a Dream

Bu benim için sonun başlangıcıdır.

         Hayata karşı kırılganlıkları hiç bitmeyen birisi Bruce Soord. İngiliz rock müziğinin oldukça geri planında durması, pek ön planda yer almaması kendi pasif kişiliğinden kaynaklanan bir unsur sadece. Yaşamında yer aldığı hayatların onu aniden bırakışı, detaylarında var olan bazı duyguları ön plana sürükleyemeyişi sonucunda duygularında patlak veren bir isyanı da beraberinde getiririyordu. Şarkı sözlerinde kendi hayatından kesitler, sonu gelmeyen pişmanlıklar, acılar ve “bu benim için sonun başlangıcıdır.” diye yalvararak haykırdığı o dizeler. Bruce Soord aslında bir şairdir, hüzün şairidir. Bize bahşedilmiş, onun iç dünyasını şarkılarında anlamamız için gönderilmiş eşsiz bir müzisyendir. Bugün herhangi bir müzik topluluğunun önderi konumunda olan müzisyenlere çok farklı yaftalar yapıştırabiliyoruz ve bunların bazısı da oldukça abartılı yorumlar oluyor ancak Bruce Soord için bu sanırım geçerli olmayacaktır. Çünkü İngiliz dinleyiciler başta olmak üzere grubun çok kemik bir kitlesi var ve kendisi bu duygusunu yaşadıklarıyla, yazdıklarıyla ve besteledikleriyle çok ön planda olmasa bile insana natürel bir şekilde yaşatıyor ve yansıtıyor.

           Müzik ile ciddi bir şekilde ilgilenmesi Vulgar Unicorn adlı progresif rock yapan bir toplulukla olmuştu. Vulgar Unicorn bugün pek bilinmeyen ve sadece araştırıcı yönü olan dinleyicilerin bildiği bir topluluk olmaktan öteye de gidememiştir ki zaten bu macerayı da kendisi fazla sürdürmedi. Soord her zaman kendini geliştiren yeniliklere açık bir müzisyen kimliği sergilemiştir ki bunu The Pineapple Thief kurulduktan sonra icra ettiği o modern müzikalite sonucunda anlayabiliyoruz. Kendisi Progresif müzikte hiçbir zaman gelenekçi olmamış ve daima gelişimi amaç edinmiş ve yepyeni tonlamalar ve şarkı yapıları (bkn. Remember Us) geliştirmiştir. Zaman içerisinde daha da gelişerek progresif müzik içerisinde var olacak bir indie yapıyı da takip etmiştir. Soord’un etkilenimlerinden biraz bahsedecek olursam beni götürecek olan yerlerden ilki Porcupine Tree ve Steven Wilson ekolü olmuştur. Gerçektende grubun müzikal seçimleri her ne kadar biraz farklı olsa da Wilson kendisini epeyce etkiler. Bunun dışında Radiohead ve Thom Yorke’da Soord için önemli duraklardan birisidir ve özellikle vokalleri konusunda Thom Yorke’dan epeyce feyz alır kendisi. Ayrıca Smashing Pumpkins’in Billy Corgan’ından da söyleyiş tarzındaki o nüansları kapar. Pink Floyd ve Ozric Tentacles gibi topluluklarda kendi modern müziğinin geliştirilmesinde epeyce rol oynayan isimlerdendir.


         2000’lere gelmeden progresif rock’ta modern ve deneysel yaklaşımlarla karşılaşmak pek olası değildi ancak bazı yerel isimler kendi çapında çok farklı çalışmalar denemişti. Radiohead’in çok farklı fikirlerle müzik tarihinde devrim niteliği taşıyan albümlerini piyasaya sürmesi sadece farklı tarzlardaki sanatçıları etkilemedi, bunun yanında çok geleneksel olan ve adeta içine giremeyeceğiniz o progresif dünyası da bundan nasibini aldı. Bu düşüncenin ilk meyvelerindendi The Pineapple Thief. Zaten İngiliz bir topluluksanız bundan nasip almamanız imkânsız gibidir. Kısmen amatör bakış açısının sergilendiği Abducting The Unicorn” ve “137” gibi albümlerde müzikte bu yeniliğin devrimci hareketlerini gözlemleyebiliyor ve elektronik etkileşimlerle ayyuka çıkan bambaşka fikirlerle hazırlanmış o detaylı melodileri duymaktan da memnun oluyordunuz.

            “The Pineapple Thief’in o dönem ki müziğinin içerisinde Coldplay duyuyorum” gibi cümleler de kendi dinleyicileri arasında epey sohbet konusu olmuştur. 2000’li yılların başlangıcında bazı modern progresif rock grupları Coldplay, Babylon Zoo gibi topluluklardan da feyz almıştı. Bunu da Variations on a Dream albümüyle beyinlere iyice kazıdı. Bu albüm modern progresif rock türünün en saygı gören albümlerinden bir tanesidir, hatta başlangıcı da neredeyse bu çalışmayla olmuştur. Pure Reason Revolution, Gazpacho, Flamborough Head daha piyasada yokken onlar vardı. Porcupine Tree ile birlikte iki koldan giderek bunu gerçekleştirdiler.

       Variations on a Dream, Bruce Soord’un bir gurur abidesidir. This Will Remain Unspoken, umutsuz haykırışların yer aldığı Vapor Trails, alternatif soslu Run Me Through, olağanüstü melodilerin yer aldığı The Bitter Pill, senfonik ve baştan çıkarıcı geçişlerin yer aldığı Resident Alien, elektronik müziğin had safhada etkilerinin duyulduğu muhteşem şarkı Sooner or Later ve 16 dakikalık başyapıt Remember Us yüzünden az kişi hasta olmamıştır bu gruba. Kullanılan gitar tonları çok sert değildir. Sadece Part Zero şarkısında biraz sert kullanılmıştır. Onun dışında alternatif müziğin en detaylı melodilerini duyabileceğiniz bir albümdür. Aşırı karamsarlık içermez ancak Soord’un söyleyiş tarzı açısından yaptığı bazı geçişler neticesinde sizi çok depresif hallere sokabilir. Kendisi bu konuda usta konumdadır.


          Bu albümden sonra birçok yerel topluluk kurulmuş ve müzikal olarak da neredeyse benzer yapıları kullanarak progresif müziğe katkı sağlamıştır. İlk defa bu çalışmayla da The Pineapple Thief Radiohead ve Porcupine Tree arasında kalmış ve şeytanın bacağını bir türlü kıramamıştır ki grubun en büyük problemi de bu olmuştur. Hoş, Bruce Soord için bu çok önemli değil. Popüler olma kaygısı taşımayan bir müzisyen ve kendi yolunda inceden inceden ilerliyor. Şu da bir gerçek ki Steven Wilson kadar üretken bir besteci, dünyaya olabildiğince karamsar bakan bir müzisyen ve değeri çok büyük bir topluluk. Her ne kadar görülmese de…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder