Journey - Revelation
Turn Down The World Tonight.
2008
2000′li yıllar ile birlikte evrim geçiren müzik piyasası bu değişimi
müzik ile ilgili her alanda yaşamıştır. Stüdyoların yepyeni aletlerle
donanımı, her geçen gün yepyeni yazılımların piyasaya sürülmesi,
prodüktörlerin modern soundlarda diretmesi ve bunun sonucunda ortaya
çıkan müzik ürünlerinin birbirine benzeyişi gibi bir sürü durum ortaya
çıkmıştır.
Bunun en büyük yansıması rock müziğinde yaşanıyor ve 1990 öncesi
kurulan toplulukların neredeyse tamamı 2000′ler sonrasında müzikal
açıdan tanınamaz hale gelmiştir. Bugün bir Mötley Crüe, bir Europe bir
Def Leppard gibi grupların müziğine dikkat edin çok yoğun bir modernite ile müzikleri değişmiştir.
Bunun oluşmasında prodüktörler kadar grupların isteği de oldukça
fazladır. Nedenler çok çeşitli elbet ama bunun en bariz sebebi ise
modern dünyaya ayak uydurma, zamanın getirdiği yeniliklere kendini açma
isteğidir. Kendini tekrar etmeme ve bu şekilde ayakta kalma şansını elde
etmektir çoğu zaman. Bu değişimler bazı müzik gruplarında olumlu etki
yapar bazılarında ise ters teper bugünkü bir çok örnekte olduğu gibi.
Def Leppard, Mötley Crüe, Scorpions gibi en açık örnekler bu değişimin
payını olumsuz bir şekilde yaşarken AOR (Adult Oriented Rock) ve Hard
Rock’ın bazı eski neferleri eski sound’u oluşturmakla diretmekte ve
paylarına düşeni çok net bir şekilde almaktadır. İşte bunun en iyi
örneği Journey karşımızda.
STEVE PERRY sonrası …
Perry, Journey’in ve rock dünyasının efsanevi vokalistlerinden
birisidir. Buğulu sesi bir çok duygusal insanı etkilemiş, ayrılanları
barıştırmış aşıkları kendisine daha da yakınlaştırmıştır. “Frontiers”,
“Escape” ve “Trial By Fire” gibi üst kalite albümlerle Seperate Ways
(Worlds Apart), Faithfully gibi şarkılarla ününe ün katan Journey, AOR
ve Melodik Rock müziğinde tek isim olmayı da kendisine görev bilmiştir.
Artık her çıkan grubun vokalisti Steve Perry ile karşılaştırılıyor onun
gibi olma onun gibi söyleme isteği de geliyordu bir anlamda. 1998
yılında kendi isteğiyle gruptan ayrılınca daha önce Tall Stories ve
Tyketto gibi Hard Rock gruplarında söylemiş ve bir nevi Steve Perry
klonu olan Steve Augeri gruba alınır ve bu vokalistle iyi bir albüm olan
“Arrival”, hemen sonrasında ise vasat bir albüm olan “Generations”
çıkar. Journey’in gitaristi Neal Schon bunlardan daha da iyisini, grubu
eski günlerine döndürecek daha parlak bir kıvılcım arar ve onu dünyanın
öbür ucu Filipinler’de bulur. Arnel Pineda ismindeki bu vokalist
ülkesi Filipinler’de The Zoo isimli bir grupta Journey
şarkıları söylemektedir.
Neal Schon hemen kendisine ulaşır ve Amerika’ya davet eder ve birkaç
denemeden sonra vokaller Pineda’dadır. Arnel Pineda da bir Steve Perry
klonudur fakat çok daha iyisi, çok daha niteliklisidir. Sahnede çok
canlı ve vokal tekniği olarak tizlere dolayısıyla falsetto’lara çok
çabuk çıkan vibratolu vokalleri rahatlıkla yapabilen sahnede ise
hareketli olmakla beraber kendisini çabuk beğenmez Amerikan seyircisine
de kabul ettirmesini bilmiştir. 30 yaş üstü aşıklar artık Pineda ile
aşklarını yaşayacak ve hayal kuracaktır. Evet bu bir gerçek. Bir Journey
konserini izleyin herkes belli bir yaşa gelmiş birbirlerine sarılarak
Journey şarkıları söylemektedir.
… ve “Revelation”.
Bu grup moderniteye direniyor. Def Leppard zaten çok
kullandığı teknoloji üstüne daha da ileri giderek “Songs from the Sparke
Lounge’u, Europe o güzelim soundunu terkedip “Secret Society” ve “Start
from the Dark” albümlerini yapmış eski günlerini özletmişti. Bunlara
rağmen yılların eskitmeyi başaramadığı Journey ise cesur
davranarak 1980′lerin soundunda yarattıkları bir albümü 2008 yılında
piyasaya sürerek tüm sevenlerini sevindirdi. Bu yıllara meydan okuyan
devrim niteliğinde bir karşı duruştu. Bunu çoğu topluluk
başaramıyor. Özellikle Frontiers Records’un sahibi Serafino Perugino
kendi firmasına sahip çoğu grupta eski sound’larda diretiyor.
(Örnek: Sunstorm, Vanden Plas, Bruce Turgon, Jimi Jamison, John Waite,
W.E.T., Place Vendome … daha gider bu.) Bunun sonucunda da işte
böylesine ruh dolu bir çalışma yaratılıyor. “Revelation” albümünde Arnel
Pineda bütün şarkılarda başarı göstermiş özellikle ballad şarkılarda
farklılığını kanıtlamıştı. Neal Schon’un her zaman ki duygusal solo
pasajları, Deen Castronovo’nun belli bir teknikal öğeler içeren davul
atakları ve Jonathan Cain’in o içi okşayan piyano melodileriyle şarkılar
karakter kazanmıştır.
Albümün açılış şarkısı Never Walk Away’de dinleyeceğiniz gibi o 80′lerin
çiğ Hard Rock soundu albümün her tarafına yayılmış zaman zaman Melodik
Rock sularına dayanan o ayrıksı yapı da “Revelation” albümünün en önemli
özelliklerinden olmuştur. Like A Sunshower’daki Pineda’nın vokal
nüansları ve kelimelere anlam veren o sesi çok etkileyicidir. 2005
albümü “Generations”da yer alan Faith in the Heartland yine Pineda
tarafından daha da iyi yorumlanmıştır. Artık Journey klasikleri arasına
rahatlıkla girecek olan basit ama etkileyici liriklere sahip After All
These Years, bir yol şarkısı gibi duran enfes şarkı Where Did I Lose
Your Love, bunun yanında acılı şarkılara örnek teşkil eden What I Needed
ve What It Takes The Win “Revelation”ın can damarlarındandır.
Journey’in yaptığı çok iyi bir şey var. O da albümlerinde bir tane can
alıcı, mutlaka ama mutlaka defalarca dinlemeden duramayacağınız bir
balad yaratmasıdır. Bu albümde de bu görevi Turn Down The World Tonight
üstleniyor.
Jonathan Cain’in sımsıcak piyano melodileriyle aniden giriş yapan bu şarkı Pineda’nın insanı ağlatırcasına dünü ve hatıraları anımsatması ve bu yüzden de albümün en iyisi olduğunu haykırması gerçeğini bize sunuyor. Şarkıdaki mükemmel ötesi gitar solo ve en son bölümdeki Pineda’nın haykırışları bilmem neye delalet eder. Şimdiye kadar da bilememişim sadece dinlemiş ve kendimden geçmişimdir.
“Revelation” Journey diskografisinde en yukarılarda duruyor. Pineda
geldikten sonra grubun artı kazandığı eleştirilemez bir nokta. Eskileri
yaşatan, anıları hatırlamamıza yardımcı olan, modern sound’lara geçit
vermeyen ama buna rağmen başarılı olan bir albüm ”Revelation”. Melodik
Rock müziğin en büyüklerinden bir grup çıkmış 2008 yılında bir çok
insanı kalbinden vuran bir albüm yaratmış. Bunu da kendi tarzlarında
Journey’den başka bir topluluk başaramazdı sanırım.
* Bu albüm çift CD olarak piyasaya sürülmüştür. İkinci CD’de daha önce
ünlenmiş Journey klasikleri Arnel Pineda tarafından bir daha yorumlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder