12 Aralık 2012 Çarşamba

Blues Üzerine...



                                                  BLUES ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ


      Blues deyince ilk aklıma kırsallık ve samimiyet geliyor. Blues’un içinde bunun ikiside mevcut. Çok çeşitli dalları var kolları var blues’un bazen takip etmekte zorlanıyorum. Delta blues, Texas Blues, Chicago blues, Detroit blues, Boogie Woogie, Blues Rock… bunlar gider de gider. En çok delta blues seviyorum Mississippi John Hurt, Mississippi Fred McDowell, Skip James gibi şarkıcılar çok iyidir. Çok geniş ve çok eski bir tür olan delta blues diğer türlere nazaran daha kırsal kökenlidir. Akustik gitar ile icra ediliyor genelde.

Blues icracılarını eski ve yeni olarak kabul edebiliriz. İşte Barbeque Bob’lar, Blind Willie Mc Tell’ler Robert johnson’lar Blind Lemon Jefferson’lar, Elmore James’ler Willie Dixon’lar, Big Bill Broonzy’ler  falan hemen hemen hepsi dehşet müzikler yapmışlar zamanında bize de dinlemek düşüyor. Çok eski kayıtlardan dinliyoruz bunları ve bazılarını da plaklardan öğreniyoruz. Hepsi ama hepsi içinde bir hikâyeyi taşıyor ve hepsini de tanımak ve takip etmek çok güzel.

    Bu kadar klasik isim arasında Eric Clapton, John Mayall, Robben Ford gibileri de var onları da ayrı bir şekilde ele almak lazım. Mesela Eric Clapton’un Robert Johnson yorumlarının olduğu albüm blues’a başlamak için biçilmez kaftandır. Aynı şekilde Robben Ford’un “Blue Moon”,Keep on Running” albümleri gibi. Çok sade çok naif müziklerdir hepsi. Duke robillard’ın “World of Blues”, Robert Cray’in albümleri, Johnny Winter’ın eski ve yeni albümleri dinle dinle bitmez anlatılamaz işte ancak dinlerken yaşarsınız. Hendrix’in bir lafı var ya “Blues çalması kolay ancak hissetmesi zordur” diye. Evet, hissetmek lazım bu müziği. Yani dinlerken gözlerinizi kapatıp melodilere kendinizi kaptırmanız lazım aynı bizim Anadolu türkülerimiz gibidir onlar dinlerken bazen de ağlarsınız. Zaten aralarında da fark yoktur.

     Rock müziğe en çok katkıyı yapan da blues’dur onu yaratan da… The Allman Brothers Band, Gov’t Mule, Derek Trucks, The Black Crowes… Bunlar çok ayrı gruplar ve isimler. İçlerinden bir tek Derek Trucks blues ile tamamen ilgili. Diğer isimler de çok alakalıdır ve hepsi blues’dan beslenir ama The Allman Brothers Band daha çok doğaçlama grubudur. Southern Rock kalıpları içerisine caz ve blues’u daha fazla sokarak doğaçlama formunda beste üretirler ve konserlerde de bir çaldıklarının aynısını çalmazlar devamlı değiştirirler. Gov’t Mule ise daha da fazla blues’u kullanır. Ama The Allman Brothers Band’den farkı ise funk ritimleri ve Warren Haynes’in daha yenilikçi fikirleridir. The Black Crowes ise hepsinden farklıdır. Onlar daha çok rock ‘n’ roll kökenlidir ve hard rock, rock ‘n’ roll ve gospel müziğini blues ile birleştirirler. Ama son zamanlarda onlarda Gov’t Mule gibi slide gitar kullanıyorlar –özellikle Luther Dickinson gruba girdikten sonra- ve bir şarkıyı farklı hallere sokmaktan çekinmiyorlar tıpkı bir jam band gibi. 2009 albümü “Before the Frost…Until the Freeze” mükemmel bir kayıt. Aynı şekilde Gov’t Mule’un son albümü “By a Thread”de muhteşem. İkisini birbirinden ayıramıyorum gerçekten çok özel kayıtlar. Bu blues konuş konuş bitmez.

Son zamanlarda çıkan güneyli blues’culardan Tinsley Ellis’in “Speak No Evil” kaydı çok hoş olmuş dinlemek isteyen bakabilir.


“John Lee Hooker deyince de aklıma "Tupelo" şarkısı geliyor. Çoğu kaydı iyi ama bazen da vasat bir kaydına rastlayabiliyorsunuz. Bu şarkılardan değil de tonlardan kaynaklanıyor yoksa her daim iyidir Hooker. "Don't Look Back" albümünde Van Morrison ile çalışmıştı nefis bir albümdü.


Robert Johnson sevmeyen bluescu olmaması gerekir. blues'un en büyüklerinden bir tanesi sonuçta. “Little Queen of Spades”, “Me and the Devil Blues”, “Kind Hearted Woman Blues”  ne şarkılardır ama. Plaklardan dinlerseniz etkisi iki kat daha fazla oluyor. Bizim Neşet Ertaş'ımız Aşık Veysel'imiz gibi işte muazzam bir isim.”

Mountain, Bluesy Rock'ın sert temsilcilerinden birisidir Leslie West'in grubudur. West'in de son albümü  nefis olmuş bu arada. The Allman Brothers Band, Led Zeppelin, Vaughan bunlar artık dinlenmesi elzem isimler. Bir de ekleyeceğim 70'lerden The Climax Chicago Blues Band, Free, Savoy Brown gibi toplulukları da takip etmek lazım.
    Son çıkanlardan ise Graveyard'ın “Hisingen Blues”, Kenny Wayne Shepherd'ın son albümü, Johnny Winter'ın son albümü “Roots”, Chris Rea'nın “Santo Spirit Blues'u, Eric Bibb'in “Blues, Ballads & Work Songs'u, Gregg Allman'ın “Low Country Blues'u, The Duke Robillard Band'in “Low Down & Tore Up'ı ve Wentus Blues Band'in “woodstock” albümü son zamanlardaki en iyi blues çalışmalardandır.”



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder