9 Kasım 2012 Cuma

Cairo - Conflict And Dreams

CAIRO
CONFLICT AND DREAMSM
Magna Carta Records


          90’lı yılların Senfonik Progressive Rock kulvarında pek etkili olamamış ama buna rağmen kemik dinleyici kitlesini oluşturabilmiş Amerikalı bir grup olan Cairo “Conflict And Dreams” albümüyle bir nebze kendisini gösterebilmiştir. Yaptıkları müzik Amerikalı olmaları dolayısıyla ne Amerika’da yapılan progressive müziğe benziyor ne de Avrupa gruplarının yaptığı gibi çeşitlilik arzediyor. Bu topluluk yönünü sadece İngiliz progressive müziğine çevirmiş ve bir ELP, YES, Genesis ve IQ gibi grupların izinden gitmiştir. Bu çerçevede müzik yapan topluluğun kadrosu kalburüstü müzisyenlerden oluşuyor. Vokalist Bret Douglas’ın sesi Peter Gabriel ve John Wetton sentezi diyebileceğimiz bir yapıya sahip. Davulcu Jeff Brockmann ise progressive dünyasında saygı gören bir isim olmakla birlikte caz ve fusion öğelerini bestelerde zengin bir şekilde kullanıyor. Gitarist Alec Fuhrman bazen kendinden beklenmedik derecede gitar sololarda ön plana çıkmaya çalışıyor ve bu özelliğiyle standart bir gitarist görüntüsü çiziyor. Ama bu albümdeki bazı bestelerde çok uç sayabileceğimiz soloları da mevcut. Rock gitar formunu progressive bestelere çok iyi adapte etmiş ve gitarının soundu genel olarak iyi. Grubun en önemli müzisyeni diyebileceğim ismi ise Mark Robertson. Direkt olarak ELP’nin Keith Emerson’undan etkilenen bu müzisyen Cairo’nun müziğinde çok önemli bir yer teşkil ediyor. Kullandığı Grand piyano ve Hammond org ise kendisinin karakteristik özelliğinin bir parçası ve bu enstrümanlarla özdeşleşmiş adeta. Robertson bırakın son birkaç seneyi son 20 yılın en büyük klavyecilerinden bir tanesidir. Gerektiğinde Vitalij Kuprij kadar hızlı, Keith Emerson kadar teknik, Jordan Rudess kadar yeniliklere açık ve Chris Ingles kadar da duygusal olabiliyor. İşte bu özelliklerin hepsini bir bünyede taşıyan bu müthiş müzisyen “Conflict And Dreams” albümünü neredeyse tek başına sırtlamış götürüyor. Albümdeki bestelerin org ve keyboard ağırlıklı olması gitarları biraz domine etmiş gibi duruyor fakat Robertson o kadar yerinde ve zekice tınlıyor ki org ve klavye sizi hiç rahatsız etmiyor.

     10 dakikalık epik bir şarkı olan “Angels And Rage” ile açılan albümde Bret Douglas’ın güçlü vokalleriyle beraber Mark Robertson’un aykırı tarzı ile karşılaşıyoruz. Teknik açıdan kusuruz olan bu şarkı bir sonraki “Corridors” adlı şarkıya çok iyi hazırlıyor. Yine Mark Robertson’un Keith Emerson stili klavye oyunlarıyla açılan bu şarkı dehşet melodik yapısı ve tekniğiyle kulakları şenlendirecek bir yapıya sahip. Karizmatik ve kendinden emin vokallerle birlikte bu şarkı albümün en iyi çalışmalarından da birisi. 17 dakikalık “Western Desert” kök progressive müziğin en iyi örneklerinden birisi. Rock altyapısı üzerinde caz geçişleri ve arada sırada fusion’a da uğraması sonucunda çok komplike bir beste yaratılmış. Alec Fuhrman’ın arıza gitar soloları, bas gitardaki Jamie Browne’ın dolu dolu tekniği sonucunda 17 dakikada progressive müziğin en iyi örneklerinden birisi sergilenmiş. “Then You Were Gone” ve 16 dakikalık “Valley Of The Shadow” şarkıları ise direkt Mark Robertson’ın ezici üstünlüğüyle oluşturulan çalışmalardır. Yani dinleyin ve siz karar verin. Bugün Jordan Rudess, Derek Sherinian gibi klavyeciler insanların dilinden düşmüyor ama biz burada bas bas bağırıyoruz bu adam bir müthiş, harika, deli, çılgın evet evet dediğim gibi dinleyin siz karar verin.
“Conflict And Dreams” Hammond org soloların ve synthesizer dokunuşlarının cirit attığı, kök progressive müziğin en iyi örneklerinden birisinin sergilendiği, zaman zaman klasik müzik, caz, fusion semalarına uğrandığı, rock altyapılı, teknik ve deyim yerindeyse “manyak bir albüm”. Robertson sen insan değilsin!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder