8 Kasım 2012 Perşembe

Albüm Tanıtımları



CONOR OBERST
CONOR OBERST
Merge Records



Conor Oberst, Meksika ve hiç bitmeyecekmiş gibi gelen yollar… Şöyle 1959 model Ford Skyliner veya Mustang  ile çıkabilsem yollara, hiçbir şey aklıma gelmese sadece kulaklarımda müzik olsa ve o devamlı çalsa, çalsa dersiniz bazen. Yol albümleri yol filmleri gibi insana macera duygusunu tattırır, kendinizi bazen karanlık bazen de apaçık gökyüzü sükuneti içerisinde bulursunuz. Düşünürken bir bakmışsınız “Wild at Heart”ın içindesiniz veya bir “Paris Texas”ın o puslu görüntüleri içerisine düşmüşsünüz, serseri yaşamlar yaşar ve bilgece düşünürsünüz. Amerika’nın yetenekli genç şarkı yazarlarından birisi olan Conor Oberst’i Bright Eyes’dan tanıyoruz ve son zamanlarda kurduğu the Mystic Valley Band’iyle Meksika’nın o inişli çıkışlı topraklarında, birde ne olacağı belli olmayan hayatı içerisinde kaydetmiş bu albümü. Bu çetrefilli yaşamlar içerisinde albüme yansıyan o kadar çok hikâye var ki, kendisi bunu nostaljik müzikal duygularla birleştirip önümüze böyle sunmuş. Bestelerin temelinde yatan “eskiyi tekrar gündeme getirme” düşüncesi daha albümün ilk tınılarında belli olmakta… “Cape Canaveral” ile folk/rock sularına yelken açıp “Sausalito” ile 70’lerin country rock’ına şöyle kıyısından selam göndermesi, bununla kalmayıp şahane “Get-Well-Cards”ın da akustik tınılarının Tom Petty’nin ve Traveling Wilburys’in çalışmalarını anımsatması artı noktalardan sayılabilir. “Lenders In The Temple” ve “Eagle On A Pole” albümün balad yönünü temsil ederken “I Don’t Want to Die (In The Hospital)” rock’n’ roll tınıları taşıyor. “Moab” ve “Souled Out!!!”un ise bu çalışmanın en kaliteli besteleri olduğunu düşünüyorum. Conor Oberst bu çalışmayı ortaya çıkarırken Bob Dylan ve Tom Petty gibi isimlerden oldukça etkilenmişe benziyor. Yol albümleri furyasına bunu da ekleyin lütfen!


BEN WEAVER
THE AX IN THE OAK
Bloodshot Records



Brian Deck (Modest Mouse, Iron & Wine) prodüktörlüğünde hazırlanan bu indie-folk albümü Ben Weaver’ın 2000’lerin başından beri hazırladığı 6. çalışma. Şimdiye kadar yapabildiğinin en iyisini yapmaya çalışan müzisyenlerden birisi gibi gözüken Ben Weaver’ın hazırladığı mid-tempo akustik, elektronik, zaman zaman Kaki King’in son dönem deneysel çalışmalarını da anımsatan albümde 12 beste yer almakta… Kendisinin kemik bir dinleyici kitlesi var ve hiçbir zaman öyle  büyük kitlelere seslenme imkanı da maalesef yok ama biliyoruz ki hep kaliteli işlerle karşımıza çıkıyor. Erica Froman ve çellist Julia Kent’in konuk olduğu albümde bütün çalışmalar birbiriyle bütünlük sağlamış. Favorimiz “White Snow”. Folk’un deneysel halinin kulaklarımıza yansıması…


DONNA THE BUFFALO
SILVERLINED
Sugar Hill Records



Sugar Hill’in çok güvendiği bir topluluk olan Donna The Buffalo doğaçlama alternative country gruplarından birisi. Konserlerde şarkılarını uzatarak çalmaktan çekinmeyen aralara reggae ritimleri ve melodileri sıkıştırarak hayranlarını şaşırtan bir grup olmuştur kendileri. Ama ne var ki şu vokal konusunda sıkıntılarını da çözememişlerdir. Yıllar yılı iki vokalisti olmasına karşın hep aynı tarz vokalleri sergileyen Donna The Buffalo’nun sıkıntı yaratan tek unsuru bu gözüküyor. Bu eksinin dışında albümün “Locket And Key” ve “Garden of Eden” gibi başarılı besteleri mevcut. Ama çokta beklenti içine girmemek gerek, çünkü dinleyicilerin biraz uzaktan baktıkları bir tarz icra etmekteler.



BACKYARD TIRE FIRE
THE PLACED WE LIVED
Hyena Records



Süper! Chicago Illionis’in gururu Backyard Tire Fire arayı fazla uzatmadan geri döndü. Indie Rock’ın hafiften roots rock ile bileşiminden doğan müzikleri epeyce keyifli. Daha önceden dinlediğimiz “Bar Room Semantics” ve geçen seneki şaheser albümü “Vagabonds & Hooligans” ile kulaklarımızın pasını silmekle kalmadılar, üzerine daha geçen Mart ayında çıkan “Sick of Debt” adlı EP kaydıyla bizi memnun ettiler. Grubun her şeyi sayılan Ed Anderson sağolsun kardeşi Matt ile çok başarılı işlere imza atıyorlar. Bu albümde diğerlerinden farklı değil, sadece diğerleri gibi kısa sürüyor. “Time With You”, “The Place We Lived” ve “Everybody’s Down” albümde öne çıkan besteler. Bu grup tam anlamıyla bir “bar band”.



JASON MRAZ
WE SING. WE DANCE. WE STEAL THINGS
Atlantic/WEA



Jason Mraz albüm çıkarmışta haberimiz yokmuş. Kendisini radyolarda çok belli eden bir kişilik olduğunu düşündüğümüz bu nitelikli pop şarkı yazarının bu yeni albümünü 70’lerin “retro pop” akımına rahatlıkla dahil edebiliriz. Dans, caz ve mid-tempo disko ritimlerini bestelerinin içerisine yedirmeye meraklı Jason Mraz’ın albümünde “I’m Yours”, “The Dynamo of Volition” ve “Butterfly” ilk dinleyişte dikkati çeken besteler, ama hayatınız boyunca belki unutamayacağınız, yeterince hüzün barındıran “A Beautiful Mess” i de es geçmeyin diyoruz. Yumuşak ritimlerle bezeli bu nitelikli pop albümünü defalarca bıkmadan dinleyebilirsiniz.


SETH LAKEMAN
POOR MAN’S HEAVEN
Relentless



İngilizlerin folk alanındaki genç yeteneği, the Levellers’ın kankisi Seth Lakeman’ın müzik dünyasında ilk başlardan beri parlak bir geleceği vardı. Devamlı suya sabuna dokunan şarkılar söyledi durdu. Hoş söylemeyi bırakmadı ve bırakmasın ama kulaklarımızı daha da fazla ziyaret etsin. Bir önceki albüm “Freedom Fields” ile çok ciddi meselelerden bahsedip geleneksel İngiliz folk müziği ile bizi buluştururken şimdiki “Poor Man’s Heaven” ile yine insani duygulardan gem vurup bu sefer daha modern melodilerle bizi etkisi altına alıyor. The Levellers dinleyicileri albümün içinde tanıdık melodiler bulabilir. “Greed And Gold”, “Cherry Red Girl” ve enfes “Crimson Dawn” için bile dinlenebilir ve alınabilir. 

 *bant dergi'de yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder